Güzel ülkemin güzel
insanları hepinize güzel bir günden daha selamlar dilerim. Bugün yeni bir
makaleyle daha karşınızdayım. Bugün yine sizlerle ülkemizin doğusuna gideceğiz.
Hiç şüphesiz ki ülkemizin Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan tarihin tozlu
sayfalarında unutulmuş birçok değerli hazine mevcuttur. Ben bugün bu makalede
sizlere Kars ilimizde yer alan tarihi açıdan büyük öneme sahip bazı yapılardan
bahsedeceğim. Öncelikle bu ilimizin genel özelliklerine bir göz atalım. Ayrıca Çıldır gölü konusunu işleyen diğer makalemize de bakmanızı tavsiye ederiz.
Kars ülkemizin en
soğuk illerinden birisi olduğu gibi aynı zamanda ülkemizde üzerine güneş doğan
ilk şehrimizdir. Tarih boyunca çevresinde kurulmuş medeniyetler ve yaşanmış
savaşların sonucu olarak Kars kültürel açıdan oldukça zengin bir yer haline
gelmiştir. Bu ilimizde daha önce yaşamış ve halen yaşamakta olan farklı ırklar
da bunun kanıtı niteliğindedir zaten. Ayrıca şehirde günümüzde bile görülen Rus
mimarisi sayesinde şehrin kültürel yapısını birinci elden gördüğünüz ilk anda
anlıyorsunuz. Bu yüzden hatta Kars’a doğunun kültür merkezi desek pekte yanlış
olmaz.
Gezmeye başlamanız
ilk yer zanlımca Kars Kalesi’dir. Kars kalesi 12. Yüzyılda Anadolu Selçuklu
Devleti tarafından inşa edilmiş olup kentin korunmasında uzun yıllar etkili
olmuştur. Kaleye baktığınızda ilk bakışta Selçuklu mimarisini ve iklim
koşullarının etkisini rahatlıkla hissedebiliyorsunuz.
Görülmesi gereken
yerlerden birisi de Osmanlı İmparatorluğunun yaptırmış olduğu hamamlardır bu
hamamlarda Osmanlının temizlik kültürünü aktif bir şekilde hissediyorsunuz.
İşin en güzel tarafı bu hamamlar günümüzde bile işlevselliğini korumaktadır ki
bu gerçekten bir başarıdır. Yüzyıllar sonra bile hala faaliyette kalabilen
yapılar inşa etmek elbette ki kolay değildir. Kars ilk olarak 1535 yılında
Osmanlı İmparatorluğunun topraklarına katılmıştır. 1853-1856 Osmanlı-Rus Savaşı
sırasında olağanüstü bir savunma başarısı gösteren Kars 1856 yılında Gazilik
Madalyası dediğimiz bir unvana layık görülmüştür. 18 Kasım 1877 yılında
Osmanlı-Rus savaşı sonucu Rus topraklarına katılan Kars ilimiz 40 yıl Rus
İşgali altında kalmıştır. Ardından 30 Ekim !920’de Kazım Karabekir Paşa
önderliğindeki Türk ordusu tarafından tekrardan vatan topraklarına katılmıştır.
Kars’ın Sarıkamış
ilçesinde bulunan 1. Dünya Savaşı faciası anısına dikilmiş anıt da ziyaret
edilmesi gereken mekanlar arasındadır. Ayrıca yine Sarıkamış’ta bulunan
ormanlar da ziyaret edilmesi gereken doğal güzellikler arasındadır. Kars’a
kadar gitmişken Kars’la Ardahan arasında yer alan Çıldır Gölü’nü de ziyaret
etmenizi şiddetle tavsiye ederim.
Kars’ın 42
kilometre kadar uzağında yer alan tarihi açıdan medeniyetin beşiği denebilecek
bir öneme sahip olan Ani Antik Kenti’ni de ziyaret etmelisiniz. Bu kent
milattan önceki tarihlere ulaşan yani ilk medeniyetlere kadar varan bir
kültürel bir mirasa ve yapıya sahiptir.
Eğer Kars’a gitmeye
karar verirseniz size tavsiyem bir Kars Rehberi öncülüğünde gitmeniz
olacaktır. Bunun sebebiyse Kars’ın yapısal olarak ülkemizin birçok şehrinden
farklı olmasıdır. Problem yaşamamak için bir turla veya bir rehberin
öncülüğünde gitmek en iyisi olacaktır. Rehber olarak sizlere tavsiyem Bilal
Çağatay Eren Türk’tür. Kendisine bu telefon numarasından ulaşabilirsiniz.
0533 517 98 59
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder