Güzel ülkemin güzel
bir sabahından ülkemin güzel insanlarına selamalar dilerim. Hepinizin de
bildiği gibi yaşadığımız böğle yani Anadolu itibariyle birçok kültür ve ırkın
tarih boyunca gerek tarih öncesi gerekse tarihi dönemlerde tesiri altında
kalmış bulunuyoruz.
Bugün sizlere Doğu
Anadolu’nun güzel şehirlerinden birisi olan Kars’tan bahsedeceğim. Bu sayede
eğer bir gün ülkemizin doğu bölgelerine gitmeye karar verirseniz bir fikir
sahibi olacaksınız. Ayrıca eğer vaktiniz olursa bu makalemizden sonra çifte minareli medrese olan makalemizi de okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
Kars tarih boyunca
doğuyla batıyı birbirine bağlayan bir kapı görevi görmüştür. Gerek tarih öncesi
dönemlerde gerekse tarihi dönemlerde birçok topluluğun sahip olmak istediği bir
bölge olup bunun uğruna nice insanların öldüğü bir şehirdir Kars.
Belirtmek istediğim
özellikle önemli bir konu vardır ki o da şudur. Doğu Anadolu Bölgesi tarih
öncesi çağlardan tutun da tarihi dönemlere kadar birçok topluluğun yapmış
olduğu bina, yapı ve eserlerle donatılmış bir haldedir ki bu kadar çok
topluluğun birbirinden farklı olan eserlerini bir araya getirdiğinizde ve
bölgenin coğrafi şartlarını da göz önünde bulundurduğunuzda ortaya oldukça
karmakarışık bir şehir planlaması çıkıyor. Yani uzun lafın kısası Doğu Anadolu
Bölgesi’ne dahil olan şehirlerde yolunuzu bulmakta epeyce zorlanabilirsiniz. Bu
yüzden yanınızda bir rehber bulundurmanız her açıdan daha iyi olacaktır. Rehber
olarak deneyimli bir rehber ve yazar olduğuna inandığım Bilal Çağatay
Erentürk’ü tavsiye ederim. Kendisine bu telefon numarasından ulaşabilirsiniz. 0533 517 98 59 Ayrıca internetteki diğer platformlarda
da rehberimize Kars’ta gezilecek yerler başlığı altında da ulaşabilirsiniz.
Kars’ın özellikle
coğrafi keşiflerden önceki en önemli görevi İpek Yolu olarak tabir ettiğimiz
ticaret yolunun üzerinde bulunan bir şehir olmasıdır. Bu yönden baktığımızda
ipek yolunun üzerinden ticaret yapan kervanlar bu şehre uğrayacak ve mallarını
da elbet buralara getirecektir.
Bu da Kars’ı ekonomik
açıdan önemli bir merkez haline getirdiği gibi aynı zamanda doğuyla batının
birleştiği bir nokta olması itibariyle baktığımızda askerî açıdan oldukça
önemli bir bölge olduğunu düşünebiliriz.
Bizim tarihimiz
açısından baktığımızda özellikle 1877-1878 Osmanlı Rus Harbi’nin bir sonucu
olarak Kars, 40 yıl sürecek olan bir Rus egemenliği altına girmiştir. Rusların
bu topraklarda hüküm sürdüğü yıllar boyunca şehre Rus mimarisini çok etkili bir
şekilde taşımışlardır.
Örneğin günümüzde
bile Kars Valilik binası Rus egemenliği döneminde yapılmış olan bir binada
faaliyetlerini yürüttüğü gibi bu şehirdeki binalardan sadece bir tanesidir.
Şehirde Rus mimarisine göre tasarlanmış oldukça fazla bina mevcuttur.
Kars tarihi boyunca
sanat, edebiyat gibi alanları hiçbir zaman önemsemez bir tavır göstermemiş
daima bu alanları desteklemesiyle ön plana çıkmıştır ki günümüzde de Kars’ta
bulunan Kars Devlet Konservatuarı bunu destekler nitelikteki en iyi kanıttır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder